imparator-roportaj-1

MLive Dergisi Röportajımız

“Güçlü Bir Ar-Ge’ye Sahibiz, Tasarımız Ekibimiz Başarılı, İyi Ustalarla Çalışıyoruz”

Kuruluşu 1980’li yılların başına dayanan İmparator Mobilya, klasik tarzıyla ön plana çıkan bir firma. Sürekli büyüme gösteren firmanın hedefi bir dünya markası olmak. Bu amaç doğrultusunda İmparator’un yurtiçinde Masko’da 2, Dudullu ve İnegöl’de birer; yurtdışında ise Azerbaycan’da 2 ve Moskova’da 1 mağazası bulunuyor. Firma yurtdışındaki bayileri ile beraber toplamda 15 ayrı noktadan müşterilerine ulaşıyor. İmparator Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Hüsamettin Yılmaz firmalarını farklı kılan özelliklerini M-Live okurları için anlattı.

Mobilya sektörüyle tanışmanız nasıl oldu ve İmparator Mobilya’yı nasıl kurdunuz?

imparator-roportaj-2Yaklaşık 33 sene önce ben ve kardeşlerim mobilya sektöründe faaliyet göstermeye başladık. İlk zamanlarda çalışmalarımız imalat odaklı yürüyordu. Yatak odası ve yemek odası imalatı yapıyorduk. Firmamızın ilk ismi ise Yılmaz Mobilya idi. Daha sonra imalattan mağazalaşmaya döndük. 1982 yılında Maltepe’de “Yılmaz Mobilya” markası adı altında ilk mağazamızı açtık. Daha sonra İzmit’te bir mağaza açtık ve o mağazanın adına “İstanbul Mobilya” adını koyduk. Sonra Modoko’da bir mağaza açtık, derken mağaza sayılarımız gün geçtikçe arttı. Bu süreçte imalatımız da devam ediyordu. Ama zamanla biraderler arasında ortaklık bozuldu ve herkes kendi yolunu çizmeye başladı. Şimdi her birimiz farklı firmalara sahibiz ve yolumuza bu şekilde devam ediyoruz. Ben de kardeşlerimle yollarımı ayırınca ihracat odaklı yoluma devam ettim. 1995 yılında Azerbaycan’da bir mağaza açtım. Orada bir yapıyla ortaklık kurup bir yıl içinde Azerbaycan’da dört mağaza sayısına ulaştık. O dönemde Türkiye’de ise Modoko ve Masko’da mağazalarımız vardı. Daha sonra ortağımızla ayrılıp tek başıma yola devam ettim. İmparator markasını ise 1997 yılında kurduk. Şu an mağazalaşma yönünden baktığımızda ise İmparator’un yurtiçinde Masko’da 2, Dudullu ve İnegöl’de birer, yurtdışında ise Azerbaycan’da 2 ve Moskova’da 1 mağazası var. Yurtdışındaki bayilerimiz ile beraber toplamda 15 ayrı noktadan müşterilerimize ulaşıyoruz.

Peki, tüm bu mağaza yönetimlerini nasıl yapıyorsunuz?

İyi bir altyapımız var. Bu mağazaların yönetimi için normalde benim sürekli seyahat halinde olmam gerekirdi. Ama kurduğumuz sistem sayesinde gerek kalmıyor. İki-üç ayda bir sadece kontrol amaçlı mağazaları geziyorum. Kendi yanımızda yetişmiş, bizim kültürümüzle büyümüş ekip arkadaşlarımızı bu mağazalara yönlendiriyoruz. Onlar da sağ olsunlar işleri başarıyla yürütüyorlar. İletişim çağında olduğumuz için de yaptıkları işten hemen haberdar oluyoruz. Herhangi bir durumda bize ulaşmaları çok kolay. Aynı şekilde bizim de onlara ulaşmamız çok kolay. Mesela önceleri Nijerya’da bir işimiz olduğunda aktarmalı giderdik. Ama artık dünyanın her ülkesine direkt uçuşlar var. Kısa sürede dünyanın bir ucuna gidip işinizi halledebiliyorsunuz. Kısacası artık dünya küçüldü ve biz sıkıntı çekmeden işlerimizi yürütebiliyoruz.

““Bizim tamamıyla klasik bir tarzımız var. Çok güçlü bir Ar-Ge’miz var. Tasarım ekibimiz çok iyi. Sektörümüzle alakalı olarak dünyadaki tüm fuarları, gelişmeleri yakından takip ederiz. Üretimde ise Türkiye’nin en iyi ustalarıyla çalışırız”

İmparator Mobilya’nın ürünlerini farklı kılan özellikler nelerdir? Tarzınızı bizimle paylaşabilir misiniz?

Bizim tamamıyla klasik bir tarzımız var. Çok güçlü bir Ar-Ge’miz var. Tasarım ekibimiz çok iyi. Sektörümüzle alakalı olarak dünyadaki tüm fuarları, gelişmeleri yakından takip ederiz. Üretimde ise Türkiye’nin en iyi ustalarıyla çalışırız. İşte bu özelliklerimiz bizi klasik mobilyada ülkemizde söz sahibi konuma getirdi. Türkiye ile kalmayıp Azerbaycan, Rusya, Dubai’de de söz sahibi konumdayız. Mobilyamızı, İtalyanların, İspanyolların mobilyaları ile kıyaslandığımız zaman aynı ürün üzerinden fi nale kalıyoruz ve genelde fi nali de biz kazanıyoruz.

Peki, final noktasında niçin sizi tercih ediyorlar?

Estetiğimiz, kalitemiz, işçiliğimiz dünyada söz sahibi klasik mobilya üretici firmaları ile aynıdır. Ama o firmaların fiyatları bizden daha yüksek. İşte bizim fi yat farkımız müşteriye avantaj olarak yansıyor ve iş fi nale kaldığında bizimle çalışmayı tercih ediyorlar. Tüm bunların ötesinde güncel ürünler yapıyoruz ve bu da tercih edilmemizin önemli bir nedeni.

Bundan sonraki hedefleriniz neler? Rusya’da varsınız, Azerbaycan’da varsınız; başka nerelere açılmak istiyorsunuz?

Bizim hedefi miz İmparator Mobilya’yı dünya markası yapmak. Türkiye’de bir klasik mobilya fi rması olarak kendi dalımızda tanınan bir fi rmayız. Ama bu tanınırlılığı dünya çapına yaymak en büyük hedefi miz. Bugün nasıl ki klasik mobilya denilince akıllara bazı İtalyan markaları geliyorsa ileride klasik mobilya denilince de akıllara İmparator Mobilya’nın gelmesini istiyoruz. Klasik mobilya konuşulduğu zaman “İmparator” da akıllara gelmeli. Böyle bir hedefi miz var. Ama o hedeflere de emin adımlarla yürümeliyiz ki bu başarı uzun yıllarca devam etsin. Hedefi miz konusunda çok gerçekçiyiz. Hayal kurmuyoruz, bu hedefi n gerçekleşeceğine inanıyoruz. Biz şimdiye kadar İmparator Mobilya olarak koyduğumuz hedefl ere hedefl ediğimiz süreden önce ulaştık. Bu hedefi n de ulaşılabilir olduğunu çok net görüyoruz.

Peki, ülke sayısını önümüzdeki yıl itibariyle arttırmayı düşünüyor musunuz?

Bizim yaptığımız ürünler el işçiliği sonucu ortaya çıkar. Fabrikasyon üretim olmadığı için ortaya fazla ürün çıkartmak pek mümkün değil. Ürün ne kadar kaliteliyse yapımı o kadar zaman ister. Her ne kadar güzel bir sistemimiz olsa da nihai ürünü elde etme süremiz oldukça uzun olabiliyor. Bu sebeple fazlaca yayılamıyoruz. Kaliteyi tercih eden yerlere odaklanarak büyümeye çalışıyoruz.

Üretim tamamen sizin bünyenizde mi gerçekleşiyor?

Biz imalatımızı bize bağlı atölyelere yaptırıyoruz. Çalıştığımız her bir atölyede birbirinden değerli sanatkâr ustalarımız çalışıyorlar ve el emeği göz nuru mobilyaların altına imzalarını atıyorlar. Bizler ise tasarım ekibimizin sunduğu modelleri kendileriyle paylaşıyoruz. Ama çok net bir şekilde söyleyebilirim ki Türkiye’nin en iyi sanatkârlarının yüzde doksanı bize çalışıyorlar.

“YENİ KOLEKSİYONUMUZDA AHŞAP OYMALARIN ÖN PLANDA OLDUĞU GÖSTERİŞLİ TASARIMLAR VAR”

Tasarımlarınızda daha çok beyaz lake cilaların altın varaklarla süslendiğini görüyoruz. Biraz koleksiyonlarınızdan bahsedebilir misiniz?

Yeni koleksiyonumuz ahşap oymaların ön planda olduğu gösterişli tasarımlardan oluşuyor. Beyaz lake renkleri ağırlıkta işledik. Gümüş, ceviz kabuğu ve sedefl i cilalar ise koleksiyonun diğer baskın renkleri.  oltuklarımız oldukça gösterişli ve desenleri ve renkleri itibariyle çarpıcı bir görünüme sahipler.

Başarılı bir işadamı olarak iş hayatındaki kurallarınız ve başarınızın sırları nelerdir?

İşimizi iyi takip ediyorum. İşime zaman ayırıyorum ve her şeyden öte işimi çok seviyorum. Bir genç kızla bir genç erkeğin birbirine âşık olduğu gibi işime aşığım. Ben işimi her ay 3-5 kere rüyamda görürüm. Dolayısıyla benim sırrım bu.

“TÜRK MOBİLYA SEKTÖRÜNDE SON 10-15 YILDIR ÇOK BÜYÜK BİR İVME YAKALANDI”

Türk mobilya sektörünün gelişimini nasıl buluyorsunuz?

Türk mobilya sektöründe son 10-15 yıldır çok büyük bir ivme yakalandı. Üyesi olduğumuz MOBSAD’daki arkadaşlarımızın da çok büyük katkıları var. Çok güzel ve çok kaliteli ürünler üretiyorlar. Ve şunu çok net söyleyebilirim ki dünya mobilya piyasaları bugün geldiğimiz noktada Türk mobilya piyasasından çekiniyorlar.

Bu değerlendirmeyi yurtdışındaki gözlemleriniz neticesinde mi yapıyorsunuz?

Tabii birebir yaşıyor ve gözlemliyoruz. Doğal malzemeden, el emeği ustalıkla yapılmış mobilyalar alanında biz Türkler gerçekten çok iyi bir konumdayız. Ama bizler ürünlerimizi dünya piyasalarına, dünya fuarlarına çıkarmakta zorluk çekiyoruz. Eğer biz MOBSAD’daki arkadaşlarla beraber ürünlerimizi Milano, Valencia, Çin fuarlarına taşıyabilsek inanın bizimle kimse yarışamaz, Türk mobilyasıyla kimse yarışamaz. Belki söylediklerim size çok iddialı gelebilir ama inanın ki çok doğru. Bizim şu anki tek problemimiz ürünlerimizi dünya arenasında sergileyemememiz. Bu konuda bir altyapımız yok ve şimdiye kadar markalaşma adına yatırım yapmamışız. Bu konuda devlet teşvikine ciddi anlamda ihtiyacımız var. Mutlaka devletin bir teşviki vardır ama kabuğu üzerimizden atmaya yeterli değildir. Biz Dubai’de fuarlara katıldık ama yine de merkezlerde fuarlara katılabilsek bizim için daha iyi olacak. Ama gün gelecek o da olacak ve Türk mobilyasını daha da ilerilere götürebileceğiz. Eğer ki İtalya bu konuda en iyi ülkeyse bizim ürünlerimiz rahatlıkla İtalya’nın ürünleriyle kıyaslanabilir. Hele ki biz o merkezi fuarlara katılarak eminim ki İtalya’yı da geçeceğiz. Ama şöyle de bir durum var ki bu merkezi fuarlarda zaten önemli noktalar yıllardır belli fi rmaların tekelinde. Birkaç zayıf hol var o hollere girdiğinizde de kendinizi ifade edemiyorsunuz. Ama dediğim gibi zamanla biz bunu da kıracağız ve o iyi hollere de girip Türk mobilyasını dünyaya daha iyi bir şekilde tanıtacağız. Şunu da belirtmekte fayda var. Şu an üyesi olduğumuz MOBSAD, Türk mobilyasına çalışmalarıyla değer katıyor. Bu oluşumun içinde bulunduğumuz için mutluyuz.

“Yeni koleksiyonumuz ahşap oymaların ön planda olduğu gösterişli tasarımlardan oluşuyor. Beyaz lake renkleri ağırlıkta işledik. Koltuklarımız oldukça gösterişli, desenleri ve renkleri itibariyle çarpıcı bir görünüme sahipler.”

İSMOB 2014 Fuarı’ndan beklentiniz nedir?

En yeni koleksiyonlarımızı fuarda ilk kez görücüye çıkaracağız. Kalitemizi bir kez daha sektörle buluşturacağız. Geçen yıllarda fuarda çok güzel tepkilerle karşılaşmıştık, bu yıl da öyle olacağına inanıyorum. Çünkü fuara ciddi bir şekilde hazırlandık.

“Türk mobilya sektöründe son 10-15 yıldır çok büyük bir ivme yakalandı. Üyesi olduğumuz MOBSAD’daki arkadaşlarımızın da çok büyük katkıları var. Dünya mobilya piyasaları bugün geldiğimiz noktada Türk mobilya piyasasından çekiniyorlar.”